Narkolepsi Nedir?
Uyku, bir kişinin duygusal ve fiziksel sağlığı için temel oluşturmaktadır. Yetersiz uykunun diyabet, kalp hastalığı ve depresyon gibi birçok rahatsızlığın oluşmasında risk faktörü olduğu bilinmektedir. Uyku bozuklukları; düşük uyku kalitesi, gece uykuya zor dalma, erken uyanma, sirkadyen ritim bozuklukları, uyku ile ilişkili hareket bozuklukları dahil olmak üzere uyku ile ilgili birçok işlev bozukluğunu kapsayan geniş bir bozukluk kategorisidir.
Narkolepsi ise insan hayatını olumsuz etkileyen kronik nörolojik bir uyku bozukluğudur. Halk tarafından uyku hastalığı olarak da adlandırılan narkolepsi hastaları, gün içinde karşı konulamaz bir şekilde uykulu hissettiklerini söylemekte ve yattıkları yerde anında uykuya dalabildiklerini belirtmektedirler. İlginç bir şekilde gündüz vakitlerinde yoğun uyuşukluğa ve uyku ataklarına sebep olan hastalık geceleri tam tersine parçalı ve derin olmayan uykulara neden olur.
Narkolepsi psikiyatrik veya psikolojik problemler nedeniyle oluşmaz. Tam olarak nedeni bilinmese de uyku ve uyanıklığı kontrol eden beynin bir bölümünde bulunan genlerin işlev bozukluğu ile açıklanabilir. Nadiren de olsa aile içinde kalıtsal olarak görülebilme olasılığı vardır.
Narkolepsi Belirtileri ve Tedavisi
Narkolepsi belirtileri gün içinde aşırı uykululuk, katapleksi, uykuluyken veya yarı uykulu halde görülen halüsinasyonlar ve uyku paralizisi oluşturur. Bu belirtilerin tümü birden ortaya çıkabilir veya zaman içinde teker teker eklenebilir. Görülen bu semptomların şiddeti yıllar içinde sabit de kalabilir veya dalgalanmalar şeklinde de seyredilebilir. Gün içinde aşırı uykululuk narkolepsinin genellikle başlangıç belirtisidir.
Gün içi aşırı uykululuk:
Narkolepsi hastalarının 1/3’ünde bu uyku atakları ilk ve tek belirtidir. Bu durum kişide şiddetli uyku yoksunluğu yaratır ve kronik yorgunluk hissi verir. Karşı konulamaz uyku atakları yemek sonrası ortaya çıkabildiği gibi, aktif çalışırken de olabilmektedir. Bu kişiler gün içinde nedensiz bir şekilde her an aniden uykuya dalabilir ancak kişiler başkaları tarafından uyandırılabilmektedir. Bu uyku atağının gerçekleşme nedeni uyanıklığın devamı için gerekli süreçlerindeki stabilizasyonun bozulmasından kaynaklanır.
Katapleksi:
Katapleksi narkolepsinin en karakteristik özelliği olup hastaların %60 ila 90’ında görülmektedir. Karşı konulamaz uyku ataklarının başlamasından sonra birkaç yıl içinde ortaya çıkar. Katapleksi genellikle hastada şaşırma, kızma veya korkma gibi uyaranlarla ortaya çıktığı gibi uyaran olmaksızın da görülebilen geçici kas tonusu kaybıdır. Tonus kaybı büyük çoğunlukla vücutta 2 taraflı olur; kişide başta düşme ve dizlerde kırılma ile yere düşme şeklinde görülür. Kollarda güçsüzlük, göz kapaklarında düşüklük, konuşmada bozulma veya güçlük çekme şeklinde görülebileceği gibi bazen hasta bu durumu sadece bir güçsüzlük hissi şeklinde ifade eder. Bu sırada bilinç etkilenmez ve çoğu atak bir dakikadan kısadır. Atakların sıklığı değişebilmekte; yılda birkaç defadan günde birçok defaya kadar görülebilmektedir.
Hipnogojik/hipnopompik halüsinasyonlar:
Hipnagojik (uykuya dalarken) veya hipnopompik (uykudan uyanırken) halusinasyonlar narkolepside ortalama %60 görülmektedir. Bunlar o kadar gerçek gibidir ki hastalar bunları gerçekmiş gibi algılayabilirler. Bu sanrılar sadece narkolepsiye özgü bir durum değildir. Uyku yoksunluğunun olduğu durumlarda da görülebilmektedir.
Uyku paralizisi:
Halk tarafından karabasan olarak bilinen uyku paralizisi, uyanma sırasında hareket edememe halidir. Bu sırada solunum ve göz hareketleri korunurken kişi baş, kol veya bacaklarını hareket ettiremez.Bazen de göğüste bası veya kol-bacakta uyuşukluk şeklinde hissedilebilir. Saniye veya dakikalar süresince devam eden durum kendi kendine veya başkasının dokunma veya konuşması ile sonlanır.
Narkolepsinin belirtileri genellikle bu söylenenlerle sınırlı değildir. Uyku terörü, gece kâbusları, uykuda periyodik bacak hareketi narkolepsili hastalarda normalden sık görülebilmektedir.Hastalarda bazal metabolizmanın azalmış olması daha az yeseler bile kilo alımına yol açabilir. Gece uyanmaları ve yemek yeme narkolepsi hastalarında sık görülür. Bu sebeple obezite sık olup özellikle çocuk hastaların çoğunluğunda görülebilmektedir. Ayrıca oluşan belirtiler hastada hastalığın şiddetine bağlı olarak depresyon ve anksiyete bozukluğunu da tetikleyebilmektedir.
Narkolepsi Tanısı Nasıl Konulur?
Narkolepsi, 10-35 yaş aralığında her insanda görülebilir fakat ilk belirtileri çocuklarda ergenlik ve genç erişkinlik döneminde ortaya çıkar. Dünyadaki görülme sıklığı yaklaşık 100.000 kişide 40 kişi olan nadir hastalıklardan biridir ve neredeyse yarısından fazlasına narkolepsi tanısı koyulamamıştır. Bazı hastalarda hastalığın teşhisi 8-10 yıl kadar gecikebilir veya yanlış tanı konulabilir. Gecikmiş veya yanlış tanıların yaygın nedenleri doktorun narkolepsi semptomlarına aşina olmaması ve bu semptomların başka nörolojik rahatsızlıklarda da görülebilmesidir. Bu hastalar yaşadığı belirtileri günlük olarak yorgunluk ya da güçsüzlük olarak tanımladıkları için çoğunlukla narkolepsi olduklarının farkına varmazlar. Ayrıca, pek çok insan narkolepsiyi anlamadığından veya bu konuda yanlış kanılara sahip olabileceğinden, arkadaşlardan ve aileden de destek göremezler. Epworth uykululuk testi, Stanford uykululuk testi gibi uyku bozukluğu testi olan anket temelli testlerin uygulanması ile sadece uzman hekim tarafından narkolepsi tanısı konulabilir. Bu testler dışında Polisomnografi adı verilen bir testten de yararlanılır. Test beynin, kalbin, kasların ve gözlerin hareketini kafa derisine yerleştirilen elektrotlar sayesinde hastanın uyku sinyalleri ölçülür. Elektrik sinyalleri sayesinde hastanın uyku düzeni belirlenir ve olası bir bozukluk olup olmadığı ortaya konulur. Narkolepsi tanısının koyulabilmesi için hasta belirtilerin uzun süredir devam ettiğinin farkına vardığında vakit kaybetmeden nöroloji uzmanına başvurması gerekmektedir.
Narkolepsi Hastalarının Karşılaştığı Sorunlar
Narkolepsili hastalarda bu hastalık,
- Odaklanma güçlüğü çekmesine neden olan zihin bulanıklığı,
- Günlük olaylar hakkında belirsizlik duygularına ve kendinden şüphe duymaya yol açabilecek hafıza sorunları,
- Utanmaya neden olabilecek şekilde okulda ya da işte kestirme ihtiyacı,
- Uyku paralizi, katapleksi gibi uyku sırasında yaşadığı anlamlandıramadığı olaylar,
- Sosyal aktivitelerde aniden gelen uyku atağı ve ayakta kalamama durumu,
- Uygunsuz yerlerde kestirme ihtiyacı,
- Uyaran varlığında aniden gelen katapleksi atakları
gibi kişinin günlük yaşamının birçok yönünü etkileyebilecek zorluklara neden olur.
Zamanla narkolepsi hastalarında özgüvensizlik, sosyal ilişkilerde zorluk, cinsel istekte azalma ve yaşam kalitesinin ciddi anlamda düştüğü görülür. Narkolepsi hastalığı tek başına ölümcül değildir fakat bu hastalar belirtilere bağlı olarak evde, işte, okulda mesleki ve sosyal açıdan hayata ayak uydurmakta zorlanabilirler. Oluşan dalgınlık veya agresiflik gün içinde kazalara ve istenmeyen durumlara neden olabilir. Bu yüzden narkolepsi göz ardı edilmemesi gereken bir rahatsızlıktır.
Narkolepsi Tedavisi
Narkolepsi günümüzde tam olarak tedavi edilmese bile ortaya çıkan semptomlar kontrol altına alınıp hastanın hayat kalitesinin arttırılması mümkündür.
Davranış Tedavisi:
Hasta günlük yaşamını düzenleyerek de semptomların şiddetini azaltabilir. Yapılan çalışmalara göre;
- Gece huzurlu bir uyku ortamı yaratmak
- Yatmadan 2-4 saat öncesine kadar kafein ve alkol kullanmaktan kaçınmak
- Her gece aynı saatte yatakta bulunmak ve belirli bir saat aralığında uyumak
- Gün içinde 15-20 dakikalık kısa kestirmeler yapmak
- Gece geç saatlere kadar çalışmaktan kaçınmak
- Uyuşukluğa neden olabilecek ilaçları kullanmayı bırakmak
- Çok sıcak yerlerden kaçınmak ve açık havada bulunmak
- Uyku hijyenine dikkat etmek
gibi tedbirlerle hastalığın gün içindeki etkisini azaltabilmek mümkündür fakat bu değişiklikler gün içi aşırı uykululuk problemi çeken hastalarda tek başına belirtileri nadiren ortadan kaldırır. Böyle bir durumda hastaya doktor kontrolü altında ilaç tedavisi uygulanması gerekmektedir. Bunun dışında narkolepside ikincil belirti olan katapleksi ataklarının azaltılması için hastanın duygu durum bozukluğunun giderilmesi amacıyla psikolojik tedaviye başvurulabilir. Katapleksi görülen hastalarda terapi ya da psikolojik koçluk bu hastaların verdikleri duygusal tepkilerini düzeltecek ve atak sayısını azaltacaktır.
Referanslar
- Zizhen Xie et al., A review of sleep disorders and melatonin. A Journal of Progress in Neurosurgery, Neurology and Neurosciences Volume 39, Issue: Stroke and Cerebrovascular Diseases.2017;Pages 559-565.
- 2. Nishino S., Clinical and Neurobiological Aspects of Narcolepsy. Sleep Med, 2007;8: 373-399.
- Maski et al., Treatment of central disorders of hypersomnolence: an American Academy of Sleep Medicine clinical practice guideline.2021.
- Dahmen N. et al, Increased prevalence of obesity in narcoleptic patients and relatives. Eur Arch Psychiatry Clin Neurosci 2001;251:85-9.
- Fortuyn HA et al,. Anxiety and mood disorders in narcolepsy: a case-control study. Gen Hosp Psychiatry 2010;32:49-56.
- Franceschini C., A practical guide to the pharamacological and behavioral therapy of Narcolepsy.The American society for Experimental NeuroTherapeutics.2021.
- Yılmaz K., Güncel Bilgiler Işığında Narkolepsi. Türk Uyku Tıbbi Dergisi 2015;1:1-6.
- Dauvilliers Y, Arnulf I, Mignot E. Narcolepsy with cataplexy. Lancet 2007;369:499-511.
- Burgess CR, Scammell TE. Narcolepsy: neural mechanisms of sleepiness and cataplexy. J Neurosci 2012;32:12305-11.
- Harvard Medical School, Daily Life. Division of Sleep Medicine. February 21, 2018
Asia Orphan sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.